Viski Günlüğü No:8 Glenfiddich 12
Benim biraz garip bir özelliğim var, çok sevdiğim dostlarımla çok sık görüşemiyorum. Onları unuttuğumdan değil, özlemediğimden de değil, ama üşeniyorum galiba. Fakat bu huyumun getirdiği güzel bir şey var ki, o da bir sonraki görüşmemizde en son nerede kaldıysak ordan devam edebilmemiz, aradan aylar ya da bir koca yıl geçmiş olsa bile. Bu bağımızın kuvvetini hatırlatıyor bana.
Bazen bir insana, bazen de bir eşyaya bağlanırız. Yıllarca görmesek bile onu ilk görüşte hatırlarız. Bazı lezzetler de öyledir. Anane köftesi, dedeyle içilen ilk rakı, evde aileyle geçirilmiş bir yılbaşı akşamı mesela. Benim için de viskiler güzel anlarımın bazılarını oluşturuyorlar. Ve onlardan biriyle uzun süre sonra karşılaşınca ‘merhaba eski dost’ diyesim geliyor.
Glenfiddich 12 dünyanın en çok satılan single malt viskisi. Aynı zamanda en ulaşılabilir, ve en uygun fiyatlılarından. Bir Jack Daniel’s ya da Chivas Regal’in biraz üzerinde satılan fiyatı ve ilginç üçgen tasarımlı yeşil renkli şişesiyle dşkkat çekiyor. Ancak başarısının tek sebebi bu faktörler değil. Bir Glenfiddich 12’ye burnunuzu yaklaştırdığınızda hemen elma/armut ağırlıklı bir meyve tabağı kokusunu almanız çok kolay ve bu harika bir tecrübe.
Daha da harika olan, her yıl milyonlarca Glenfiddich 12 şişesi üretiliyor olmasına rağmen her şişede tadının aynı kalması, yani lezzetinin korunması. Bu yüzden bu eski dostla ne zaman karşılaşsam kaldığım yerden devam edebiliyorum.
Benim için ayrı bir anlamı daha var bu şişenin, ilk Single Malt Club tadım etkinliğimde line-up’ımdaki viskilerden biriydi kendisi. Ancak daha da anlamlandığı gün, kızkardeşimin bana bir şişe hediye etmesiyle oldu. Glenfiddich 12 hayatımdan hiç çıkmayacak gibi görünüyor, aman çıkmasın :)